Dünyaca Ünlü Türk Hamamı

Dünyaca Ünlü Türk Hamamı blog
16 Mar

Dünyaca Ünlü Türk Hamamı

Türk Hamamı: Osmanlı'nın Bedenen ve Ruhen Arınma Kültü

 

Saf bir ruh, temiz bir vücutta yaşar. İyi niyetler, nazik düşüncelerle yaşanan güzel bir inanç vardır. Kalpte kin, nefret ve haset için yer yoktur. Böyle bir ruh, kar beyazı bir sığınaktır. Işık ve mutluluk yayar.

 

"Temizlik imanın yarısıdır."

 

Hadis-i Şerif

 

 

Bedenen temiz değilsek ruhen iyi hissedemeyiz. Üzgün ve depresif oluruz. Bu sebepledir ki duş aldıktan sonra müthiş bir rahatlama hissedilir. Enerjimiz iyileşir, cildimizdeki canlılık hemen kendini belli eder. Su, insan ruhu için harika bir hediyedir. Bedeni temiz ve ruhları sağlıklı kılan, hayatın kaynağı bir mucizedir. Bu anlayış İslam kültürünün, ibadetin özünde yer etmiştir.

 

Bu temizlik inancı, Osmanlı'da hamam kültürünün hızla benimsenmesine ve yayılmasına da olanak sağlamıştır. Yaşam kültürünün bir parçası haline gelmiş ve imparatorluğun büyümesiyle beraber, büyük bir coğrafyada sevilen bir geleneğe dönüşmüştür.

 

Osmanlı kültürü ve geleneklerinin otantik büyüsüne kapılmak isterseniz; Kaleiçi'nin en iyi oteli Alp Paşa'da sizi misafir etmek isteriz.

 

 

Dünya Kültürününe Armağan!

 

Hamam kelimesi Türkçe, Arapça ve İbranice'de benzer bir anlama sahiptir: "sıcak olmak", "ısıtılmış alan" manasına gelir. Osmanlı İmparatorluğu'nda bu yapılar, mimari açıdan camiler kadar önemliydi. Ayrıca camilerde olduğu gibi hamamlarda da herkes kendini eşit hissederdi. Halkın kullanımına sunulmuştu. Bu sebeple her dönemde çok sayıda inşa edilmişti. Sürekli gelişmiş, güzelleşmiş bir mimari ve yaşam kültürü oluşmuştur.

 

 

Dünyaca Ünlü Türk Yıkanma Kültürü

 

Hamamın ortaya çıkışı, ikinci binyılın ortalarına, Bizans İmparatorluğu dönemine dayanır. Bizans ve Roma tarihi boyunca, "terma" kelimesi ile adlandırılmış ve güçlü bir geleneğe dönüşmüştür. İslam'ın yayılmasından önce bile sıcak iklim nedeniyle düzenli yıkanma alışkanlığı vardı. Fakat önceleri sadece soğuk su kullanılmıştır. Çünkü insanlar, ilk zamanlarda suyla dolu bir alana girmeyi "kendi çamurunda yıkanmak" olarak düşünmüştüler. Doğu hamamı, ancak VII. Yüzyılda İslam dininin doğuşundan sonra keşfedildi. Yükselen buharla beraber mimari de gelişmeye başlamıştı.

 

Bursa'da bilinen ilk Osmanlı camisi, Sultan I. Murad tarafından Bizans kaplıcalarının bulunduğu yere yaptırılmıştır. Klasik Osmanlı hamamları, Soyunmalık (Camekân), Ilıklık, Sıcaklık ve Külhan gibi bölümlerden oluşmaktadır. Bu, temel hamam modelidir. Fatih Sultan Mehmet 19 adet Halk Hamamı yaptırmıştır. Rüstem Paşa ise 32 ve ünlü Mimar Sinan yaklaşık 20 tane özel ve Halk Hamamı inşa etmiştir. 17. yüzyılda sadece İstanbul'da 168 farklı lokasyonda bulunan hamamlar, Cami, Medrese ve Çarşı ile aynı mimari uslubu taşıyordu. Topkapı Sarayı arazisinde, farklı dönem sultanları adına yapılmış 20 ila 30 özel hamam vardır. Bu kadar çok sayıda ve sosyal yaşamın içinde olması gerçekten etkileyici.

 

Şimdi biraz da iç mekana ve geleneksel olarak daha derinlere göz atalım.

 

 

Halk Dilinde Hamam Sefası

 

Yapı, geniş bir merkezi fuayeye sahiptir. Devamında ise farklı hava sıcaklıklarına sahip, izole oda alanları vardır. Bunlar "Camekan" (Kıyafetleri değiştirme noktası), "soğukluk" ( Ara sıcaklığa sahip arınma bölgesi) ve "Sıcaklık" adı verilen (Yıkamanın fiilen yapıldığı) ana alandan oluşur. Hamamın ısısının korunması için yakılan kazanın olduğu görünmeyen bölümün adı ise "Külhan" dır.

 

💧 Peştamal (geniş bir ipek veya pamuklu havlu) camekan bölümünde kıyafetleri çıkardıktan sonra çıplaklığı örtmek için kullanılır. Eski dönemlerde hem hijyen hem de kaygan zeminde yürümek için tasarlanmış tahta parmak arası terlikler olan Nalin giyilirmiş.

 

💧Vücud, yüksek sıcaklığa oryente edilmelidir. Soyunma odasındaki kısa hazırlığın ardından sıcaklık bölümüne girmeden önce, birkaç kova ılık su ile vücud hazırlanır. Bunun için eskiden gümüş veya bakırdan leğenler kullanılırmış.

 

💧Sıcaklık bölümünün hararetli ortamında bedenini temizleme ve buharın etkisi altındaki deriyi, mümkün olduğunca kir ve toksinlerden arındırma zamanı.

 

💧 Tüm olumsuzluklardan kurtulun. Sıcaklığı dengelemek için soğukluk bölümüne geçin ve "Göbek Taşı" üzerine oturun. Hamam görevlisi gelecek ve cildinizdeki tüm gözeneklere nefes aldırmak için "Kese" masajı yapacak. Keratin hücreleriniz canlanır, cildiniz hemen canlı bir ton kazanır. Kesenin yünlü olması, çok derinden temizlemeyi sağlar. Düzenli kese yaptırmanın çok sayıda faydası vardır.

 

💧Kese sonrası Ilık suda tekrar yıkanılır. Hemen sonrasında doğal zeytinyağı sabunu ile harika bir "Köpük Masajı" başlar. Sonra beden yeniden yıkanır ve dinlendirici bir aroma masajı yapılır.

 

💧 Bu özel arınma terapisi, dinlenme salonunda ikramlarla son bulur. Osmanlı İmparatorluğu döneminde hamamlarda en sevilen ikramlar çay ve şerbettir.

 

 

 

Halk arasında tam bir arınma "Abdest" olarak görülen hamam geleneği, genellikle Perşembe günleri - Cuma namazının arifesinde yapılırdı. Beden ve zihin, cuma namazının kutsallığına hazırlanırdı. Sakinlik ve huzur bedene yerleşirdi. Bazen birkaç saat buna yeterli gelirdi. Erkekler ve kadınlar sadece yıkanmakla kalmayıp bütün günü hamamda geçirebilirlerdi. Bazı durumlarda, hayatla ve aile kurmakla ilgili seçimler, kadınlar arasında konuşulur ve önemli kararlar burada alınırdı.

 

 

Toplumun Kalbindeki Temizlik

 

Osmanlı İmparatorluğu döneminde hamama gitmek sadece bir arınma yöntemi değil, aynı zamanda sosyal yaşama katılma yöntemiydi. Kadınların varlığı bu mekanları özelleştirdi. Erkekler kendi ayrı bölümlerinde sohbet eder ya da işle ilgili konularda iletişim kurarlardı. Kadınlar için oldukça önemli bir sosyalleşme noktası oldu. Çocuklarını da yanlarında götürdüler. Kadınlar, evlenme çağına gelmiş genç kızları burada görüp, ailenin genç erkek evlatları için eş adayı olarak seçebilirdi. Genç kızlar arasında kıyaslar oluşturulur, güzel olan ve olmayan yönler hakkında konuşulurdu.

 

Türk hamamı, tüm önemli günlerin kutlandığı bir yerdi. Bebeğin ilk dişinin çıkmasına dair ya da gerçekleşen bazı dilekler için düzenlenen kutlama yemekleri gibi. Bu gibi durumlarda, özel eğlenceler için hamam kapatılır, enstrumanlar eşliğinde şarkılar söylenir, tatlılar ikram edilir, eş dost ve akrabalar kutlamaya davet edilirdi. Gelin ve damadın düğün öncesi yıkanma geleneği de burada gerçeklesirdi. Bu ritüellerde ihtişam, bol ikram, tatlı, şerbet ve hediyeler önemliydi.

 

Hamam, Osmanlıların günlük yaşamına sıkı sıkıya yerleşmişti. Orada dini ve ahlaki değerler açısından bir terapi yaşanıyordu. Kötü olan her şeyi temizlemek ve saflığa ulaşmak mumkündü. İnsanlar, bu aklanmadan sonra yeniden doğmuş gibi hisseder, maneviyat ve neşe duygusuyla dolu olurlardı. İman için temiz bir sayfa, güzel bir yol gibiydi.

 

 

Muhteşem bir Türk Hamamı deneyimini kesinlikle tavsiye ediyoruz. Sonrasında ise tam bir konfor ve rahatlık arzu ederseniz;

 

Antalya Kaleiçi Alp Paşa Otel'in otantik Osmanlı konforunda yaşanacak özel duygular ve tarihi şehrin güzel sokaklarında huzurlu yürüyüşler sizi bekliyor.